SSS

SIKÇA SORULAN SORULAR

Sağlıklı dişetleri için neler yapılmalı?

• Her gün dişlerinizi doğru şekilde fırçalayın ve diş ipi kullanın,
• Dengeli beslenin, boş kalorilerden ve çok yapışkan gıdalardan kaçının, • Kendi kendinizi muayene etmeyi öğrenin ve rutin olarak bunu yapın. Böylece herhangi bir ağız içi veya dişsel değişikliğin ilk sinyallerini yakalayabilirsiniz,
• Senede en az iki kere diş hekimine gelerek kontrol ve diş taşı temizliği yaptırın.

Dişeti hastalığına neler sebep olur?

Dişeti hastalığının temel nedeni bakteri plağı denen dişe sıkıca tutunan, yapışkan saydam bir tabakadır. Tırnağınızla dişinizin üzerini kazıyarak plağı fark edebilirsiniz. Plağın bir miligramında 200 ile 500 milyon arasında bakteri bulunur. Bunun yanısıra aşağıdaki faktörler de dişeti sağlığınızı etkilemektedir.

• SİGARA Hepimizin bildiği gibi sigara kanser, akciğer, kalp hastalıkları gibi bir çok önemli rahatsızlıklara sebep olur. Tüm bunların dışında ağız içi mukozası ve dişetleri için de çok zararlıdır. Dişetlerinin yumuşamasına ve dişeti hastalıklarının gelişmesine neden olur.

• GENETİK FAKTÖRLER Yapılan araştırmalara göre %30 oranında genetik bir yatkınlık vardır. Ayrıca ağız bakımının kötü olması ile dişeti hastalığının gelişme olasılığı 6 kat daha artar. Ailede dişeti problemi olan bir kişi var ise mutlaka bir dişeti uzmanına siz de muayene olun.

• HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Hamilelik, puberte, menapoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde ağız hijyeninize ayrıca özen göstermeniz gerekmektedir. Diş etleriniz bu dönemlerde daha hassas olur. Diş eti hastalığına yatkınlık artar.

• STRES Hipertansiyon, kanser gibi pek çok rahatsızlığın nedenlerinden biri olmasının yanında dişeti hastalıklarının da risk faktörlerindendir. Araştırmalar göstermiştir ki periodontal hastalıklarda dahil olmak üzere stres vücudun enfeksiyonla mücadelesini zorlaştırmaktadır.

• İLAÇ KULLANIMI Doğum kontrol hapları, anti-depresanlar, kalp ilaçları ağız sağlığınızı etkiler. Bu yüzden bu ilaçlardan birini kullanıyorsanız lütfen diş hekiminizi uyarınız ve ağız hijyeninize ayrıca önem veriniz.

• DİŞ SIKMAK VEYA GICIRDATMAK Diş ve dişeti arasındaki kuvvetin azalmasına neden olarak periodontal doku yıkımına sebep olurlar. Diş etlerindeki çekilmenin bir sebebi de diş sıkmaktır. Mutlaka gece plağı takılarak bu sıkmanın durdurulması gerekir.

• DİABET-ŞEKER HASTALIĞI Diabet hastaları periodontal (diş eti) enfeksiyon açısından yüksek risk grubuna girerler. Mutlaka rutin diş eti kontrollerini bir diş eti uzmanına (periodontolog) yaptırarak ağız hijyenlerine ayrıca özen göstermelidirler.

• KÖTÜ BESLENME Vücudun, immun (bağışıklık) sisteminin zayıflamasına ve buna bağlı olarak, diş eti enfeksiyonu da dahil olmak üzere enfeksiyonlarla mücadelesinin zorlaşmasına neden olur.

• KÖTÜ YAPILMIŞ KURON KÖPRÜ VE DOLGULAR Dişetine basan ve taşkın yapılmış dolgu, kuron ve köprüler dişetlerinde problem oluşturur.

Çocuklarda diş kırıklarına nasıl önlem alınmalı?

Çocuklar sıklıkla düşer ya da çarparlar, bunların sonucunda ön dişlerine zarar vererek yıllar boyunca rahatsız olacakları, sık sık diş hekimine gitmelerini gerektirecek problemlerle karşılaşırlar. Diş hekiminizin hazırlayacağı basit bir ağızlık yüzün alt kısmına gelecek bir travmanın yaratacağı hasarı engeller. Özellikle futbol, boks, kayak, basketbol, beysbol, bisiklet, rollerblade, sörf, skateboard gibi sporları yapan çocuklarda üst çene dişleri üzerine takılan silikon şeffaf bir ağızlığın yastık etkisi yapması sonucu diş travmaları, kırıkları ya da dudak, dil ısırma ve yırtılmaları engellenmiş olunur.

Bu yaralanmalar içinde en sık karşılaşılanı dişsel yaralanmalardır. Mouthguardı (koruyucu ağızlık) olmayan ve ön dişlerine darbe alan bir çocuğun dişi, aldığı darbenin kuvvetine bağlı olarak ya tamamen yerinden fırlar ya kırılır ya da dişin canlı kısmı olan pulpası çeşitli derecelerde hasara uğrar. Bu hasar pulpanın ölümüne sebep olursa dişin rengi bozulur ve açık kahverengiden koyu griye uzanan bir renk oluşur.

ÇOCUĞUNUZ ÖN DİŞLERİNE DARBE ALDIYSA?

Eğer ön diş tamamen yerinden fırladıysa:

Dişi öncelikle akan su altında kök kısmından tutmadan yıkayınız. Daha sonra ya dişi yerine herhangi bir baskı uygulamadan koyunuz ya dişi süt veya serum içine koyunuz ya da dişi ağız içerisinde tükürükte taşıyarak en kısa zamanda diş hekimine başvurunuz. En ideali 1 saat içinde tedaviye başlanmış olmasıdır. Eğer şartlar uygunsa diş hekiminiz fırlayan dişi yerine yerleştirecektir (reimplantasyon).

Eğer ön dişlerinden biri veya birkaçı kırıldıysa:

Kırılan parçaları bulmaya çalışın ve hemen diş hekiminize ulaşın. Bu esnada parçaları nemli tutmak önemlidir. Serum fizyolojik ve hatta tükürük bunun için idealdir. Bu parçalar çok kuvvetli ajanlar ile (bonding) yerlerine yapıştırılırlar. Parçayı bulamadıysanız kırılan kısım dişin rengine uygun dolgu malzemeleriyle tamamlanmaktadır.

DARBEDEN SONRA HERHANGİ BİR PROBLEM GÖRÜNMÜYORSA:

Mutlaka diş hekimi tarafından detaylı muayene yapılmalı ve ilgili bölgeden röntgen çekilmelidir. Muayene ve röntgenden sonra herhangi bir bulgu olmasa bile belirli aralıklarla tekrar röntgen alınır ve eski filmlerle karşılaştırılır. Burada amaç dişin canlı bölümünde uzun vadede bir problem olup olmadığının tespitidir. Diş yıllar sonra bile renk değiştirerek canlılığını kaybedebilir. Böyle bir durum tespit edilirse kanal tedavisi uygulanarak diş kaybına yol açabilecek komplikasyonlar önlenir.

İmplant nedir?

İmplantlar, diş kökü şeklinde titanyumdan hazırlanmış, çene kemiğine küçük bir operasyon ile yerleştirilen suni diş kökleridir. Titanyum doku dostu bir malzemedir. Kemik ile özel bir bağ oluşturarak yerleştirildiği yere, hücresel olarak tutunur. Bu tutunma tamamlandığında (2-6 ay) üst yapı dediğimiz protezi hazırlama işlemine geçilir. Günümüzde implantlar tartışmasız olarak doğal dişe en iyi alternatiftir.

HANGİ DURUMLARDA İMPLANT YAPILIR?

Tek diş eksikliğinde Birkaç diş eksikliğinde Total dişsizlik vakalarında
Total protezler artık dişsiz ağızların tek şansı olmaktan çıktı. Çene kemiğine yerleştirilen implantlar ve bunlardan destek alınarak hazırlanan protezler, artık hastalara kendi dişleriyle çiğniyormuş hissi vermekte ve bu sebeple sıklıkla tercih edilmektedir.

HER HASTAYA İMPLANT UYGULANABİLİR Mİ?

İmplant yerleştirilecek bölgede çene kemiğinin implantı kabul edecek yükseklik ve genişliğe sahip olması gerekmektedir. Mevcut kemiğin kalitesi implantın başarısını etkileyen faktörlerden biridir. Gençlerde kemik gelişiminin tamamlanması gerekmektedir. Erişkinler için üst yaş sınırı yoktur. Genel sağlık durumu iyi olan herkese implant uygulanabilir. Hijyen, implant uygulamalarında ayrıca önem taşımaktadır. O yüzden implant uygulanacak kişinin ağız bakımına dikkat etmesi implantın başarısında büyük rol oynamaktadır.

İMPLANT OPERASYONU VE PROTEZİN TAMAMLANMASI NE KADAR SÜRER?

Operasyon süresi implant sayısına ve hastanın durumuna bağlı olarak yarım saat ile birkaç saat arasında değişebilir. Operasyondan sonra, implant ile çene kemiğinin birleşmesi için (osteointegrasyon) yaklaşık olarak 2-6 ay kadar beklenir. Eğer gerek görülürse bu dönem süresince size geçici bir protez kullandırılabilir. Daha sonra vakanın özelliğine göre birkaç seans süren bir uygulama ile implant üstü protezleriniz takılır.

PAHALI BİR TEDAVİ MİDİR?

İmplant uygulamaları rutin diş hekimliği hizmetlerinden daha karmaşık ve uzun süreli işlemleri gerektirir. Ayrıca kullanılan malzemelerin değerli olmasından dolayı yüksek bir harcama gerektirirler. Fakat unutmamak gerekir ki implant uygulamaları ile gerek estetik gerekse fonksiyon açısından diğer tedavilere göre en ideal sonuçlar elde edilir.

Zirkonyum nedir?

Diş hekimliğinin temel gereksinimleri olan estetik, sağlamlık, doku uyumu ve doğallık konularında bugüne kadar ulaşılan en yüksek kaliteye sahip bir üründür. Estetik diş hekimliğinde her geçen gün metal alt yapılı porselenlerden uzaklaşılıyor. Biyolojik uyum, doğal görüntü, estetik ve mekanik direnç gibi istediğimiz tüm özelliklere sahip olan bu sistemde alt yapı olarak metal yerine beyaz bir alaşım olan zirkonyum kullanılır. Zirkonyum alt yapılı porselenleri hem ön dişlerde kullanabilecek kadar estetik olmaları, hem de arka dişlerde kullanılabilecek sağlam olmaları sebebiyle güvenle tercih etmekteyiz. Bu sistemler kişilerin yaşam kalitesini arttırmaktadır.

Zirkonyum Diş nerelerde kullanılır?
Beyazlatma gibi metotlarla sonuç alınmayan ileri derecedeki (antibiyotik, flor vb.)renkleşmelerde kalıtsal yapı renkleşmelerinde Önceden dişleri kesilmiş kişilere Ayrık dişleri birleştirmede (diastema kapama), Ağzında metal destekli köprü –kuron(kaplama)olan kişilere Kırık dişlerin düzeltilmesinde Rengi ve yapısı bozulmuş eski dolguların düzeltilmesinde Çapraşık ve eğri dişlerin düzeltilmesinde (ortodontik tedavi alternatifi olarak) Dolgu yapılamayacak kadar aşırı madde kaybı olan dişlerde

Zirkonyum Diş Kaplamalarının farkı nedir?
• Yalıtıcı özelliğiyle sıcak soğuk hassasiyeti gelişmez. • zirkonyum ışığı geçirdiklerinden doğal diş yapısına çok benzer estetik oluşturur, çok iyi yapılmış olan metal destekli porselenlerde bile bir matlık ve yapaylık vardır. Bu nedenle özellikle ön dişlerde zirkonyum tercih edilir. • Metal destekli porselenler bazı ışıklarda ağızda yokmuş gibi koyu renk bir boşluk görüntüsü verirler. Zirkonyum da ise aynı doğal diş gibi her türlü ışığı geçirirler. • Metal destekli porselenler kuron –köprü(kaplamalar) mekanik olarak dişe yapıştırılırlar. Zirkonyum ise mekanik ve kimyasal olarak dişe tutturulur. Bu yüzden metal desteklilere göre tutuculukları çok daha yüksektir. • Alt yapısında metal olmadığı için kuron – diş eti hizasında koyu renk bir çizgi olmaz. Daha estetik bir görüntü sağlanır.
•Porselen yüzeyleri son derece pürüzsüz olacağı için sigara ve benzeri sebeplerden kaynaklanan lekelenmeleri ve diş taşı oluşumlarını minimuma indirir. • Kahve, çay, sigara gibi dış etkenlerle renk değiştirmez.
• Ağızda tat bozukluğuna, dişeti problemlerine ve ağız kokusuna yol açmayan sağlıklı bir materyaldir.
• Önceden yapılmış olan metal destekli porselen kuronlar nedeniyle dişetinde oluşan baskı ve morluklar zirkonyum (kaplamaların) kuronların uygulanmasıyla tamamen ortadan kalkar, estetik ve doğal bir görüntü elde edilir.
• Diş eti çekildiğinde, zirkonyum estetik görünümlerini korurlarken, metal destekli porselenler diş ile birleştikleri bölgede kötü bir görüntü oluştururlar. • Alt yapıda kullanılan bazı metallere karşı (nikel vb.) oluşabilecek alerji riski zirkonyum alt yapılı porselenlerde yoktur. • Vücudumuzla mükemmel uyum sağlandığı için diş eti hastalığı olan ya da diş eti hastalığına yatkın olan kişilerde rahatlıkla kullanılabilir. Diş etiyle uyumu çok iyidir ağız hijyenine önem verildiği takdirde diş eti problemi yaratmaz.

Zirkonyum alt yapılı kuron –köprü dişler (kaplamalar) ne kadar sürede hazırlanır? 1. Aşama Anestezi yapılarak diş hazırlıkları yapılır ve dişlerinizden ölçü alınır. Bir sonraki aşamaya kadar estetik olarak diş yüzeylerinizin boş gözükmemesi için geçicileriniz yapılır ve bunlar diş yüzeylerine yapıştırılır. Bu ayrıca dişlerinizdeki olası hassasiyetleri de engeller. 2. Aşama Labaratuarda hazırlanan altyapı provayla diş eti uyumu kontrol edilir. 3. son aşamada estetik prova yapılur. Yapıştırma işlemi öncesinde bir ya da iki seans en başta karar verilen olması istenilen diş rengi ve şeklindeki hazırlanmış maketlerinizin dişlerinizin üzerindeki ve yüzünüze uyumu kontrol edilerek bitim aşamasına geçilir. Ortalama tüm bu işlemler 7-10 gün içerisinde tamamlanır.

Laminate Veneer?

Dişlerin ön yüzlerine yapışan porselen yapraklardır. Yapılabilecek en konservatif (koruyucu) tedavilerden biridir. Dişten kaldırılan doku çok azdır. Ortalama 0,3-0,7 mm diş dokusu uzaklaştırmak yeterlidir. Daha sonra veneerler istenen renk ve formda hazırlanır ve yapıştırılır. Çok ince olmaları ve metal içermemeleri sebebi ile estetik olarak çok başarılıdır. Laminate veneerler ışığın geçmesine imkan tanıyarak, uygulandığı dişlerin tamamen gerçek gibi görünmesini sağlayan benzersiz bir kabiliyete sahiptir.

Tedavi süreci kısadır. İlk muayenede dişler daha kesilmeden hastadan bir ölçü alınır. Bu model ile laboratuarda özel bir malzemeden mock-up (prova çalışması) uygulaması yapılır. Doktor ve hasta 3 boyutlu bu model üzerinde fikir birliğine varma şansını yakalar. Böylece dişleriniz daha kesilmeden nasıl olacağınızı 3 boyutlu olarak görme şansınız olur.

Daha sonra dişler kısa ve acısız bir işlem ile hazırlanır, ölçü alınır. Sizin ve hekiminizin birlikte karar verdiği form ve uzunlukta yapılmış plastik geçici veneerler yapıştırılır. Bunlar porselen veneerler gelene kadar dişlerinizi korumak açısından da önemlidir. Aynı zamanda bu geçiciler gerekli düzeltmeler için ikinci bir 3 boyutlu model görevini görür. Dişlerin yüz ile uyumu kontrol edilir, gerekli aşındırma ve ilaveler ile yüze uygun ideal gülüş tespit edilir. Laboratuarda bu modele göre porselen veneerler hazırlanır ve yapıştırılır.

Porselen veneerler çok ince olmalarına rağmen yapıştırıldıklarında kırılmaya karşı çok dayanıklıdır. Özel bir yöntemle (bonding rezin) yapıştırma işlemi gerçekleşir ve yapıştıktan sonra laminate veneeri dişten ayırmak mümkün değildir. Ancak doğal diş gibi aşındırarak uzaklaştırılabilirler

Laminalar minimum preperasyon gerektirmeleri, sigara, çay, kahve gibi ajanlarla boyanmamaları ve ışık geçirme özellikleri ile doğal dişten ayırt edilemezler. Bu yüzden günümüzde uygulanan en ideal estetik tedavi metodu olmuştur.

Dişeti hastalıkları nedir, neden oluşur?

Dişeti hastalığının temel nedeni bakteri plağı denen dişe sıkıca tutunan, yapışkan saydam bir tabakadır. Tırnağınızla dişinizin üzerini kazıyarak plağı fark edebilirsiniz. Plağın bir miligramında 200 ile 500 milyon arasında bakteri bulunur. Bunun yanısıra aşağıdaki faktörler de dişeti sağlığınızı etkilemektedir.

• SİGARA Hepimizin bildiği gibi sigara kanser, akciğer, kalp hastalıkları gibi bir çok önemli rahatsızlıklara sebep olur. Tüm bunların dışında ağız içi mukozası ve dişetleri için de çok zararlıdır. Dişetlerinin yumuşamasına ve dişeti hastalıklarının gelişmesine neden olur.

• GENETİK FAKTÖRLER Yapılan araştırmalara göre %30 oranında genetik bir yatkınlık vardır. Ayrıca ağız bakımının kötü olması ile dişeti hastalığının gelişme olasılığı 6 kat daha artar. Ailede dişeti problemi olan bir kişi var ise mutlaka bir dişeti uzmanına siz de muayene olun.

• HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Hamilelik, puberte, menapoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde ağız hijyeninize ayrıca özen göstermeniz gerekmektedir. Diş etleriniz bu dönemlerde daha hassas olur. Diş eti hastalığına yatkınlık artar.

• STRES Hipertansiyon, kanser gibi pek çok rahatsızlığın nedenlerinden biri olmasının yanında dişeti hastalıklarının da risk faktörlerindendir. Araştırmalar göstermiştir ki periodontal hastalıklarda dahil olmak üzere stres vücudun enfeksiyonla mücadelesini zorlaştırmaktadır.

• İLAÇ KULLANIMI Doğum kontrol hapları, anti-depresanlar, kalp ilaçları ağız sağlığınızı etkiler. Bu yüzden bu ilaçlardan birini kullanıyorsanız lütfen diş hekiminizi uyarınız ve ağız hijyeninize ayrıca önem veriniz.

• DİŞ SIKMAK VEYA GICIRDATMAK Diş ve dişeti arasındaki kuvvetin azalmasına neden olarak periodontal doku yıkımına sebep olurlar. Diş etlerindeki çekilmenin bir sebebi de diş sıkmaktır. Mutlaka gece plağı takılarak bu sıkmanın durdurulması gerekir.

• DİABET-ŞEKER HASTALIĞI Diabet hastaları periodontal (diş eti) enfeksiyon açısından yüksek risk grubuna girerler. Mutlaka rutin diş eti kontrollerini bir diş eti uzmanına (periodontolog) yaptırarak ağız hijyenlerine ayrıca özen göstermelidirler.

• KÖTÜ BESLENME Vücudun, immun (bağışıklık) sisteminin zayıflamasına ve buna bağlı olarak, diş eti enfeksiyonu da dahil olmak üzere enfeksiyonlarla mücadelesinin zorlaşmasına neden olur.

• KÖTÜ YAPILMIŞ KURON KÖPRÜ VE DOLGULAR Dişetine basan ve taşkın yapılmış dolgu, kuron ve köprüler dişetlerinde problem oluşturur.

Geçici kronunuz düştüyse ;

Dişinizin üzerini ve kuronun içini ılık bir su ile temizleyin, içine şekersiz sakız çiğneyip koyun ve tekrar dişinize geçici olarak yapıştırın. Ayrıca kronunuzu eczaneden aldığınız total protez yapıştırıcıları ile kısa bir süreliğine yapıştırabilirsiniz.

Dolgunuz düştüyse ;

-Çoğunlukla çok acil bir durum değildir.

-Birkaç gün içinde tedavi edilebilir.

-Bazen dolgunun düştüğü yere küçük bir mum parçası, şekersiz sakız veya vazelin koymak bize gelene kadar o bölgenin korunmasına yardımcı olur…

Dişlerinizde hassasiyet varsa ;

Hassasiyet dişlerin soğuğa-sıcağa tatlı,ekşi gıdalara, diş fırçalamaya ve hatta dokunmaya karşı verdiği keskin ani ağrı şeklinde ortaya çıkan ve oldukça sık karşılaşılan bir problemdir.

DİŞLERDE HASSASİYETİN NEDENLERİ:

Diş minesinde meydana gelen kırık ve çatlaklar

Diş sıkma-gıcırdatma

Diş sıkma özellikle büyük şehirde yaşayan stresli bireylerin hemen hemen tümünde gördüğümüz bir parafonksiyondur. Herkes farklı kuvvetlerle diş sıkar ve bu dönem dönem artıp azalabilir. Dişlerin kök kısımları çene kemiğine gömülü ve sabit bir durumdadır. Ağızın içinde görülen kısımların(kuron) diş eti ile birleştiği bölge bu sıkma –gıcırdatma esnasında ciddi bir kuvvete maruz kalır. Dişler sabit olan kök kısmından hareket edemeyeceği için kuron kısmından minik hareketlerle sallanır ve bu hareket sabit olan köke en yakın bölgedeki mine dokusundan kırılıp kopmalara neden olur.Yüzeydeki mine dokusunun kopmasıyla o bölgede hem hassasiyet meydana gelir hem de renkde bir bozulma- sararma ortaya çıkar. Diş sıkan gıcırdatan bireyleri bu bölgedeki diş dokusu kayıplarından ve renk farkından teşhis etmek oldukça kolaydır. Bu problemi durdurmanın tek yolu kişiye özel hazırlanan ve diş sıkmayı engelleyen şeffaf plastik ağızlıkların ( bıte guard)kullanılmasıdır.

Ani ısı değişiklikleri

Mine dokusu ani ısı değişikliklerinden etkilenerek çatlayabilir. Sıcak bir kahvenin arkasından dondurma yemek minenin genişleme –büzülme hareketini çok hızlı yapmasını gerektirir ve bu esnada minik çatlaklar meydana gelir. Çatlaklar dişlerin hassaslaşmasına sebep olurlar ve kırıklara dönüşebilirler

Mine yüzeyindeki aşınmalar

Sert fırçalama ve granüllü beyazlatıcı macunların kullanılması:

Diş fırçalamada en ideali, orta serlikte bir fırçayı fazla bastırmadan pütürsüz bir macun ile uygulamaktır. Ama önceden kazanılmış alışkanlıklarla , bastırmadan fırçalandığında dişlerinin tam temizlenmediğine inanan ya da arada sırada karbonat vb ile dişlerini fırçalamanın faydalı olduğunu düşünen kişilerde zamanla dişetlerinin çekilmesi ve diş yüzeylerinde aşınmaların oluşması kaçınılmazdır. Diş minelerinde zamanla bu aşınma göz ile de görülür hale gelir.

Sağ elini kullananlar genellikle sol üst çenelerine fırçayı çok kuvvetli ve yatay olarak uygularlar bu sert fırçalamaya bağlı olarak dönem dönem sol üst çene dişlerinde hassasiyet görülme ihtimali vardır.

Bazı beyazlatıcı macunlar içindeki granüllerin gereğinden fazla ve büyük olması sebebiyle dişlerin minelerinde çizilmelere sebep olur. mine yüzeylerinde oluşan çizikler sebebiyle kişi bu macunu kullanmayı bıraktığında dişler eskisinden çok daha hızlı lekelenir. Dişlerde özellikle soğuğa ve diş etlerinde fırçalamaya hassasiyet ve kanamaya sebep olurlar.

Dişeti hastalığı sonucu oluşan, dişeti çekilmeleri

Diş eti hastalıklarında dişleri içinde tutan kemik dokusunda meydana gelen azalma diş etlerinin de kemik ile birlikte çekilmesine sebep olur.Dişlerin kök yüzeylerinin bir kısmı bu nedenle açıkta kalır. Açıkta kalan bu kök yüzeyleri mine dokusu ile kaplı olmadığından doğal olarak hassasiyet gösteren yüzeylerdir. Diş eti hastalığı sonucu olan bu hassasiyet zaman ile geçmeye eğimlidir. Hastalığın aktif olduğu dönemlerde hassasiyet de daha fazladır.

Asitli gıdaların aşırı tüketilmesi

Hepimizin bildiği gibi kola,gazoz gibi içecekler bol miktarda asit içerir. Bunun yanında limon, portakal, greyfurt da aşırı asitli gıdalardır.Bol miktarda limon tüketen veya sık sık portakal suyu içen kişiler mine aşınmalarının ve hassasiyetlerin en rahat oluşabileceği kişilerdir. Dikkat edilmesi gereken gıdalara erik, kiraz, domates ve ıspanağı da ekleyebiliriz. Bu gıdalar dişin yüzeyini kaplayan koruyucu tabakayı eritir ve diş yüzeyini korumasız hale getirir. Eğer bu korunmasız yüzeye yarım saatten önce kuvvetli bir fırçalama uygularsanız dişlerinizin aşınmasını başlatırsınız ve bundan sonrası daha hızlı ilerler. Dişin mine dokusundaki bu hafif aşınmalar hassasiyete sebep olacaktır.

TEDAVİ

• Ağız hijyeninize dikkat edin. • Asitli gıdaları minimuma indirin ve bunları tükettikten sonra en az yarım saat dişlerinizi fırçalamaktan kaçının. • Florlu gargaralar kullanın.

Beyazlatıcı macunlar hassasiyetinizi artırıyorsa kullanmayın, hassas dişler için hazırlanmış özel macunları kullanın .

• Çok sıcak ve çok soğuk gıdalardan ve özellikle bunları arka arkaya tüketmekten kaçının. • Diş sıkma probleminizin olup olmadığını hekiminize danışın, gereken önlemleri alın • Pütürlü macunları-temizleyicileri kullanmaktan kaçının • Beyazlatıcı macunlar hassasiyetinizi artırıyorsa kullanmayın, hassas dişler için hazırlanmış özel macunları kullanın .

Diş hekimliğinde acil yaklaşımlar ;

DİŞ HEKİMLİĞİNDE ACİL YAKLAŞIM (Diş Ağrısı, Diş Kırılması, Diş Çekimi)

Kişiler genellikle, beklenmedik zamanlarda ortaya çıkan, dişlerindeki acil sorunlara yönelik ilk yardımın nasıl yapılacağı konusunda yeterli bilgiye sahip değildirler. Oysa yapılacak çok basit uygulamalarla daha sonradan çözümlenmesi çok zor olan tabloların ortaya çıkması önlenebilmektedir.

Acil yaklaşım gerektiren diş sorunları nelerdir?

Diş ağrısı

Ağrıyan diş üzerinde ve dişlerin arasında bulunan gıda birikintileri, diş fırçası ve diş ipi kullanılarak temizlenmeli ve yarım su bardağına yarım çay kaşığı tuz ilave edilerek elde edilen tuzlu su ile ağız iyice çalkalanmalıdır. Kesinlikle ağrıyan diş üzerine ASPİRİN ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulanmamalıdır. Kimyasal yapıları nedeni ile bu gibi ilaçlar diş etinde ve çevre yumuşak dokularda tahrişlere neden olabilmektedir. Bu da diş ağrısının yanında ikinci bir ağrının oluşmasına neden olacaktır. Eğer iltihap nedeni ile yüzde şişlik oluşmuşsa o bölgeye soğuk kompres yapılmalıdır. Dişhekimine gitmeden önce bir ağrı kesici ilaç alınabilir. Diş üzerinde çürük nedeni ile oyuk oluşmuşsa buraya çok az karanfil yağı (eugenol) emdirilmiş pamuk koyulabilir. Eugenol ağrının azalmasını sağlayacaktır. Ancak, bu işlemi yaparken eugenol fazla kullanılarak diş etine sızmasına neden olunmamalıdır. Çünkü karanfil yağı da yumuşak dokuları tahrip edici özelliğe sahiptir. Bir an önce dişhekimine başvurulmalıdır.

Diş kırılması / Diş yaralanması

Tedaviye yardımcı olabilir düşüncesi ile -mümkünse- kırılan diş parçası bulunarak koruma altına alınmalıdır. 30 dakika içerisinde dişhekimine gidilmelidir. Bu arada bölgede kanama meydana gelmişse temiz bir gazlı bez ile basınç uygulanmalıdır. Basınç uygulamasına rağmen kanama 15 dakika içerisinde durmazsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Diş kırılmaları, dişlerin yerlerinde oynaması ya da çıkması, ağız dokularında yaralanmalar ve beyin sarsıntısı sıklıkla da basketbol, futbol vs. gibi kontak sporları yaparken oluşan çarpma ve düşmeler ile trafik kazaları sonucunda oluşmaktadır. Özellikle kontakt spor yapan çocuklarda oluşabilecek ağız yaralanmalarını ve diş kırıklarını önlemek için uygulanacak en uygun yöntem ağız koruyucusu (mounth guard) kullanmalarını sağlamaktır. Diş darbe nedeni ile kendi yuvasında yer değiştirir ise hafif bir parmak basıncı ile diş eski pozisyonuna getirilmeye çalışılmalıdır. Dişi yuvasına yerleştirirken kesinlikle zorlanmamalıdır. En geç 30 dakika içerisinde dişhekimine başvurulmalıdır. Daimi dişin yerinden çıkması

Yerinden çıkan diş bulunmalıdır. Bulunan diş taç (kuron) kısmından tutulmalıdır. Dişi kök kısmından tutarak buradaki dokuların daha fazla hasar görmesine neden olunmamalıdır. Eğer dişin kök kısmındaki dokular fazla hasar görürse dişin yuvasına tutunması mümkün olmaz. Kuron kısmından tutulan dişin üzerinde bulunan yabancı maddeler akan su altında yıkanmalıdır. Diş yüzeyinin temizlenmesi sırasında ovalama işlemi yapılmamalı ve kesinlikle fırça kullanılmamalıdır Öncelikle dişi yuvasına yerleştirmeye çalışılmalıdır. Dişi yerine yerleştirirken aşırı kuvvet uygulanmamalıdır. Aksi taktirde diş ve diş yuvasında ciddi hasarlara neden olunabilir. Diş yuvasına yerleştirilebilmişse yerinde sabit kalabilmesi için üzerine temiz bir gazlı bez koyularak ısırtılmalıdır. Bu şekilde en kısa zamanda dişhekimine başvurulmalıdır. Eğer diş yuvasına yerleştirilememişse diş hekimine gidinceye kadar süt ya da su içerisinde korunmalıdır. Yerinden çıkmış dişi tekrar kazanılması için diş dokularının fazla zedelenmemesi ve mümkün olduğunca çabuk diş hekimine baş vurulması gereklidir. Uygun şartlarda korunmuşsa ve en geç yarım saat içerisinde diş hekimine ulaştırılmışsa dişin tekrar kendi yuvasına yerleştirilerek (reimplantasyon) ile kurtulma şansı %90 dır. Dudak ve yanak yaralanmaları

Yaralı bölge ılık su ile temizlenmelidir. Yara bölgesinde kanama varsa kanamanın durması için gazlı bezle basınç uygulanmalıdır. Yanak ya da dudak dışından soğuk kompres uygulanmalıdır. Eğer yara fazla büyükse ve kanama devam ediyorsa, dişhekimine ya da en yakın acil polikliniğine başvurulmalıdır. Diş çekimi sonrasında oluşan kanamalar

Diş çekiminden sonra oluşan hafif kanamalar normaldir. Şiddetli kanama varsa hemen diş hekiminize ya da en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Sızıntı şeklinde kanama varsa çekim yeri üzerine konulan gazlı bez basınç uygulayarak yarım saat tutulursa kanama duracaktır. Eğer kanama hala devam ederse en uygun olanı dişhekiminize başvurmanızdır. Bu mümkün değil ise bir çay poşetini suda ıslattıktan sonra gazlı beze sarınız ve çekim yerine basınçla uygulayınız . Çay yaprağı içerisinde bulunan kanın pıhtılaşmasına yardımcı mineraller sayesinde yarım saat içerisinde kanama duracaktır. Eğer sonuç alınmaz ise diş hekiminiz ya da en yakın sağlık merkezine başvurunuz. Diş çekimini takiben öneriler

Hekiminizin yanından ayrıldıktan sonra, gaz tamponu ısırarak yerinde tutunuz. Kanama var ise ikinci tamponu da çekim yerine uygulayabilirsiniz. Çekimi takiben 4-6 saat kadar sızıntı halinde kanama meydana gelebilir. Çekimden sonra mümkünse başınız yüksekte olmak kaydıyla yatınız. Çekimi takiben yaklaşık 2 saat kadar herhangi bir şey yemeyiniz. Sıcak yiyeceklerden kaçınınız. Alkol ve kanamayı arttırabilecek olan ilaçları kullanmayınız. Eğer herhangi bir sorun olur ise (diş ağrısı, fazla ve uzun süre kanama) dişhekiminize başvurunuz.